Yanlış yönlendirilmiş ‘Fotoğrafçılık Gurularına’ dikkat edin
Sosyal medya çağında, özellikle fotoğrafçılık dünyasında herkes kendini uzman ilan etmiş gibi görünüyor. Fotoğraf etkileyicilerinin ve çevrimiçi eğitimlerin yükselişiyle birlikte, buğdayı samandan ayırmak giderek daha zor hale geldi. Ne yazık ki, birçok sözde ‘Fotoğrafçılık Gurusu’, fotoğrafçılığa hevesli kişileri yanıltıcı olacak saçma dersler yayıyor. Kendini uzman ilan eden bu kişiler genellikle değerli tavsiyeler sağlamak için gereken bilgi, deneyim ve eleştirel düşünceden yoksundur. Bu makalede, popüler fotoğrafçılık çevrelerinde dolaşan en saçma derslerden bazılarına ışık tutacağız ve gürültünün ortasında var olan aptallığı açığa çıkaracağız.
Popüler Fotoğrafçılık Çevrelerindeki Saçma Derslerin Çürütülmesi
- “Teçhizat ne kadar pahalı olursa fotoğrafçı da o kadar iyi olur”:
Bu yanılgı, maddi mülkiyeti beceriden daha ön planda tutanlar tarafından sürdürülüyor. Kaliteli ekipmanlar fotoğrafçılığınızı kesinlikle geliştirebilir ancak sizi otomatik olarak daha iyi bir fotoğrafçı yapmaz. Gerçek beceri kompozisyonu, ışıklandırmayı ve hikaye anlatımını anlamakta yatmaktadır. Harika bir fotoğrafçı, temel ekipmanlarla bile büyüleyici görüntüler yaratabilir. - “Her zaman manuel modda çekim yapın”:
Manuel modda ustalaşmak ciddi bir fotoğrafçı için çok önemli olsa da, fotoğrafçılığın kutsal kâsesi değildir. Farklı çekim modlarının yararları ve amaçları vardır. Diyafram önceliği, deklanşör önceliği ve hatta tam otomatik modun ne zaman kullanılacağını anlamak, fotoğrafçıların çeşitli çekim koşullarına verimli bir şekilde uyum sağlamasına olanak tanır. - “Son işlem hiledir”:
Kendini saf ilan eden bazı kişiler, fotoğrafları düzenlemenin hile yapmaya benzediğini savunuyor. Ancak son işlemler dijital fotoğrafçılığın önemli bir parçasıdır. Fotoğrafçıların görüntülerini geliştirmelerine, pozlamayı düzeltmelerine, renkleri ayarlamalarına ve görüşlerini vurgulamalarına olanak tanır. Geçmişteki film fotoğrafçılarının karanlık odaları kullanması gibi, düzenleme yazılımı da bunun modern eşdeğeridir. - “Her zaman altın saatte çekim yapın”:
Sıcak ve yumuşak ışığıyla altın saat, şüphesiz fotoğrafçılık için büyülü bir zamandır. Ancak günün her saatinde harika görüntüler yakalanabilir. Yalnızca bu belirli zamanda çekim yapmakla sınırlamak, yaratıcı keşifleri ve benzersiz anların yakalanmasını engelleyebilir. - “Zorlu aydınlatma koşullarında asla fotoğraf çekmeyin”:
Çoğunlukla dağınık ışık tercih edilse de zorlu aydınlatma koşulları dramatik ve çarpıcı görüntüler yaratabiliyor. Fotoğrafçılar, zorlu aydınlatmayı benimseyerek gölgeler, kontrast ve yaratıcı kompozisyonlar üzerinde deneyler yapabilir. Zor aydınlatma koşullarına uyum sağlamayı ve bunların üstesinden gelmeyi öğrenmek, her fotoğrafçı için önemli bir beceridir. - “Zoom lensler prime lenslerden daha düşüktür”:
Zoom lensler, prime lensleri savunan fotoğraf gurularından sıklıkla gereksiz eleştirilere maruz kalır. Prime lensler üstün görüntü kalitesi ve daha geniş diyafram açıklığı sunarken, zoom lensler çok yönlülük ve rahatlık sağlar. Yakınlaştırma lenslerinin doğası gereği kalitesiz olduğu fikri tamamen saçmadır. - “Her zaman nesnenizi ortalayın”:
Konuyu her karede ölü merkeze yerleştirmek, donuk ve öngörülebilir fotoğraflara neden olabilir. Bu kurala uymak yaratıcılığı kısıtlar ve dinamik kompozisyon fırsatlarını ortadan kaldırır. Fotoğrafçılar, üçte bir kuralını, öncü çizgileri ve diğer kompozisyon tekniklerini deneyerek görsel olarak ilgi çekici ve büyüleyici görüntüler yaratabilirler. - “Asla flaş kullanmayın”:
Flaşlı fotoğrafçılık genellikle amatörce olduğu düşünülerek göz ardı edilir, ancak doğru kullanıldığında güçlü bir araç olabilir. Düşük ışık koşullarında flaş kullanmak veya yaratıcı efektler eklemek görüntünün etkisini büyük ölçüde artırabilir. Flaşın nasıl kontrol edileceğini ve dağıtılacağını anlamak bir fotoğrafçının becerilerini geliştirebilir. - “Megapikseller görüntü kalitesini belirler”:
Megapiksel takıntısı orantısız bir şekilde ortadan kalktı. Daha yüksek çözünürlük belirli uygulamalar için avantajlı olsa da, yalnızca görüntü kalitesini tanımlamaz. Sensör boyutu, dinamik aralık ve lens kalitesi gibi faktörler, genel görüntü kalitesinin belirlenmesinde önemli bir rol oynar. - “Her zaman RAW formatında çekim yapmalısınız”:
RAW formatında çekim yapmak, fotoğrafçılara son işlem sırasında daha fazla esneklik sağlar ancak bu, herkese uyan tek bir çözüm değildir. JPEG dosyaları, özellikle anında paylaşım veya çok az düzenlemenin gerekli olduğu birçok durum için mükemmel şekilde uygundur. RAW ve JPEG arasındaki seçim, istenen sonuca ve iş akışı tercihine bağlıdır.
Bugün mevcut olan engin fotoğrafçılık tavsiyeleri denizinde, ona eleştirel ve anlayışlı bir şekilde yaklaşmak çok önemlidir. Kendilerini ‘Fotoğrafçılık Gurusu’ olarak ilan edenlerin aptallıklarının çoğalması, hevesli fotoğrafçıları yanıltabilir ve onların gelişimini engelleyebilir. Bu saçma dersleri sorgulamak ve çürütmek, fotoğrafçılığa hevesli olanların yanlış tavsiyeler yerine bilgi, beceri ve yaratıcılığa öncelik vermesini sağlamak çok önemlidir. Unutmayın, gerçek uzmanlık, etkileyicinin popülaritesine göre değil, anlamlı ve etkili görüntüler yakalama becerisine göre belirlenir.
Bizi instagram hesabımızdan da takip edebilirsiniz. Ayrıca fotoğraflarınızda kullanabilecek olduğunuz muhteşem hazır ayarlara ( presets ) buradan göz atabilir satın alabilirsiniz.